Yemin ediyorum o gece plan falan yoktu. Sadece biraz kafamı dinlemek için çıktım evden. Kadıköy rıhtımda çayımı almış bankta oturuyordum. Kalabalık akıyor, ben bakıyordum öylece. Ama içimde bir şey kıpırdanıyordu. Kadıköy gecelerinde öyle anlar vardır ya, işte tam onlardan biri…

Telefonu elime aldım. Aklıma birden geldi. İstanbul travesti ilanları arasında daha önce gördüğüm bir profil vardı. Derya. İncecik vücudu, uzun siyah saçları, çarpık ama seksi bir gülümsemesi… Açtım ilanı tekrar.
“Kadıköy’deyim, evimdeyim, sadece ciddi olanlar” yazıyordu.

Sakince numarasını çevirdim.
“Alo, Derya’yla mı görüşüyorum?”
“Kim arıyor?” dedi hafif bozuk ama kadınsı bir ses tonuyla.
“Kadıköy’deyim, müsaitsen görüşmek isterim,” dedim.
Bir sessizlik oldu, sonra kısa bir cevap geldi:
“Konumu atıyorum, 25 dakikaya çık gel.”

O an elim ayağım titremeye başladı. Heyecan mı, arzu mu bilmiyorum ama damarlarımda bir ateş vardı. Konumu açtım, Rasimpaşa taraflarında bir sokak. Eve doğru yürürken içim içimi yiyordu. “Gerçek mi? Dolandırıcı mı? Kadınsı mı?”
Hepsini düşündüm ama artık çok geçti.

Kapıya geldiğimde zile bastım. Kapı hafif aralık açıldı. İçeriden “gel” dedi.
Ve işte o an…
Gördüm Derya’yı.

Beyaz mini bir t-shirt, altında şeffaf dantel şort, simsiyah uzun saçlar, dudaklarında kırmızı ruju taze taze duruyordu.
“Seni bekliyordum,” dedi sanki tanışıyormuşuz gibi.
Ayakkabımı çıkarıp içeri girdim, ama ruhumu da onun ayaklarının altına bıraktım o kapıda.

Koltukta oturduk önce. Sanki sohbet edecekmişiz gibi… ama ikimiz de biliyorduk o an orada neden olduğumuzu.
Gözüm sürekli göğüslerinin ucundaki o belli belirsiz çıkıntılarda.
O ise gözlerimin içinden aklımı okuyor gibiydi.

“İlk defa mı?” dedi.
“Bilmiyorum…” dedim.
“Boşver,” dedi, “ilk veya son ne fark eder, bu geceye odaklan.”
Ve üstüme oturdu.

Sert bir şekilde dudaklarımı ısırdı

Hiç romantiklik falan yoktu. Hayvani bir enerjiyle başladı her şey. T-shirtünü kafasından attı, göğüsleri avuçlarımdaydı. Bir elini boynuma attı, diğer eli pantolonuma girmişti çoktan. Kafam karışmıştı ama bedenim her anın içindeydi.

Yatağa doğru çektim onu.
“Yavaş ol,” dedi, “ama her şeyi istiyorum.”

Teninin kokusu, vücudunun ısısı, sesi… Hepsi bir araya geldiğinde ne kimlik kaldı ne başka bir şey.
Travestiyle birlikte olmak işte buymuş dedim kendi kendime. Gerçek kadın gibi hissettiren ama o kadınlığın içinde başka bir karanlık taşıyan biriyle olmak…

Gece boyunca koptuk gittik. Önce ben kontrolü aldım, sonra o…
Derya çok iyi biliyordu neyi nerede yapacağını.
Kimi zaman sertti, kimi zaman öyle bir yere dokunuyordu ki dizlerimin bağı çözülüyordu.

Bittiğinde nefes nefeseydik. Derya sırt üstü uzandı, saçları yastığa dağılmış, ağzında sigarasıyla bana döndü:
“Senin gibiler arada çıkar… Ama nadir.”

Üzerime bir şey giymeden pencereyi açtım. Sokağın sessizliği, içimde kopan fırtınaya hiç uymuyordu.
“Ne yaşadım ben?” diye düşündüm.
Ama bir cevabım yoktu.

Kapıdan çıkarken son kez göz göze geldik.
“Numaram sende var artık,” dedi.
“Biliyorum,” dedim, “silmem de zaten.”