O gece dışarıya sadece biraz kafamı dağıtmak için çıkmıştım. İstanbul’un o karmaşası, gündüzü ayrı dert gecesi ayrı bela. Taksim’e geldim çünkü ne zaman kafam bozuk olsa, oranın kalabalığı iyi geliyor. İnsanın kendi sesini bile duyamadığı bir yer ama nedense tam da bu yüzden rahatlatıyor.

Saat gece yarısına yaklaşırken, İstiklal’in arka sokaklarında yürürken, gözüm birine takıldı. Uzun boylu, topuklularıyla taş gibi yürüyen, simsiyah saçlarıyla adeta gecenin içinden çıkmış bir kadın. Ama bakışlar keskin, bir farklılık var. Yanımdan geçerken göz göze geldik. Hafifçe gülümsedi, ben de selam verdim. Döndü, “Ne bakıyorsun be? İlk defa Taksim travesti mi gördün?” dedi. Hem sertti hem de bir şekilde çekiciydi. “Yok, sadece çok güzelsin” dedim, o anda ne söyledim bilmiyorum ama işe yaradı.

Adı Azra’ymış. İstanbul travesti çevresinde adından söz ettiren biriymiş. Pek sosyal medya falan kullanmazmış ama bilen bilir tarzında. Konuşmamız ilerledikçe bir anda kendimizi Tarlabaşı tarafındaki bir kafede bulduk. Sigara dumanı, kahve kokusu, eski şarkılar… Muhabbeti var ya, on numara. Sadece güzel değil, lafı da güzel çeviriyor. Her kelimesi zehir gibi.

Bir ara “Seninle bir şarap içsek mi?” dedi. O an içimden “Hadi bakalım, bu gece güzel bitecek” dedim. Azra, çok net bir kadındı. Ne istiyorsa söylüyordu, çekincesi yoktu. “Eve gitmek istemiyorum ama seninle biraz daha yalnız kalmak istiyorum” deyince, o an anladım ki gece yeni başlıyordu.

Birlikte Taksim’deki küçük ama şık bir pansiyona geçtik. Resepsiyondaki adam Azra’yı görünce hafifçe göz kırptı, demek ki tanışıyorlar. Odaya girdiğimizde ayakkabıları çıkarırken, “Sert seks yapmayı seviyor musun, yoksa romantik mi olsun?” diye sordu. Cevap vermeme gerek kalmadı. Üzerime doğru geldi, dudaklarını dudaklarıma yasladığında dünya durmuştu sanki. Kokusu, teni, o dokunuşu… Her şey o kadar farklıydı ki.

Taksim Travesti Azra İle Kaliteyi Yaşayın

Sadece cinsellik değil, Azra’yla yaşadığım şey gerçek bir şehvetti. Yatakta sadece vücutlar değil, akıllar da birleşiyordu. Hiç bu kadar arzulandığımı hissetmemiştim. Kendi sınırlarımı unuttum. Ne geçmiş kaldı ne gelecek, sadece o gece vardı ve Azra’nın koynunda geçen her saniye hafızama kazındı.

Arada bana bakıp “Bana neden öyle bakıyorsun?” dedi. “Çünkü seninle geçirdiğim bu anı ömür boyu unutamayacağımı biliyorum” dedim. Hafifçe güldü, sonra kulaklarıma fısıldadı: “İstanbul travesti hayatı kolay değil, ama bazen senin gibi biriyle kesişince her şeye değer.” Her ne kadar Travesti escort olarak çalışsak ta sonuçta bizimde hoşlandığımız erkekle birlikte orgazma ihtiyacımız oluyor dedi.

Sabah olduğunda, saçlar dağınık, makyaj biraz akmış ama gözlerinde hala o geceki ateş var. Üzerine bir tişört geçirip cama çıktı. “Burası Taksim herkesin hikayesi var ama kimse kimsenin sonunu bilmiyor” dedi. O söz beni paramparça etti. Ardından dönüp “Gidiyorsan git ama unutma, İstanbul Travesti Azra’nın gecesi sadece bir kez yaşanır” deyip dudağıma bir öpücük kondurdu.

Çıktım otelden, sokakta yürürken hâlâ tenini hissediyordum. İstanbul’un sabah ayazı yüzüme çarparken, içimde başka bir sıcaklık vardı. Azra sadece bir travesti değildi. O gece bana İstanbul’un başka bir yüzünü gösterdi.

Eğer sen de İstanbul travesti ilanları arasında gerçekten unutulmaz bir gece arıyorsan, Azra’yı bul. Ama şunu bil: Onunla yaşadığın şey sadece yatakta kalmaz, aklında yer eder. Taksim travesti denince, benim için tek isim Azra’dır artık.