Ben Ece. Güzelliğimin ve bedenimin farkında bir İstanbul travestisiyim. Her günüm farklı ama o gece… o gece başka bir şeydi. İstanbul’un göbeğinde, karanlık bir caddede başlayan ama tutkuyla aydınlanan bir geceydi bu. Trans kimliğimle hem arzu edilen hem de kafalarda soru işareti olan kadınım. Ama ben kendimi hiçbir zaman başkalarının bakışlarıyla tanımlamadım. Bu gece de öyle başladı.

Bir Rezidansta Başlayan Oyun

Telefonum çaldığında saat gece yarısını geçmişti. Numara yabancıydı ama ses tanıdıktı. “Ece, seni çok duydum… bu gece seni yaşamak istiyorum” dedi. Duygusuz bir teklif gibi gelebilir ama sesindeki titrek merak, beni cezbetti. Adresi verdi. Beşiktaş’ta, boğaza karşı lüks bir rezidanstı.

Kapıyı açtığında gözlerindeki şaşkınlığı gördüm. “Gerçek misin sen?” dedi. Gerçektim… dudaklarımda kıpkırmızı ruj, dizüstü çizmelerim ve içimdeki tüm kadınsı ihtişamımla.

İstanbul travesti Ece olarak odaya adım attığım an, sadece seks değil, teslimiyet de başlamıştı.

Trans Kadınla İlk Kez

O, daha önce hiç trans biriyle birlikte olmamıştı. Açık açık sordu: “Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama sana çok çekiliyorum.” Onun bu dürüstlüğü, beni kendisine daha da yaklaştırdı. İlk kez bir adam, vücudumdan önce gözlerime dokundu. Elleri titriyordu ama arzusu netti. Ben de o gecenin tek sınırını; doğallık ve istek olarak çizdim.

Kıyafetlerimiz yavaşça yere düşerken, ben artık sadece bir travesti değil, onun için bir keşif noktasıydım. Vücudumun kıvrımlarında, onun bastırdığı arzularını özgür bırakıyordum. İlk defa bir trans kadının tenine dokunan bir adamın heyecanı, tüm odayı dolduruyordu. O gece, onun kalıplaşmış cinselliğini parçaladım.

Kendini Bana Teslim Etti

Bir kadını doyurmayı bildiğini sanıyordu ama ben ona başka bir şey öğrettim. Bir trans kadının hem kadınlığıyla hem de eril enerjisiyle neler hissettirebileceğini… Göğsüme yaslandığında, elleriyle saçlarımı okşarken “Seninle başka bir boyuttayım” dedi. Belki de ilk defa kendini utanmadan, korkmadan birine teslim etmişti. O teslimiyetin içinde kendimi daha çok kadın, daha çok gerçek hissettim.

O gece boyunca defalarca birlikte olduk. Ama her seferinde farklıydı. Bazen sert, bazen yumuşak, bazen göz göze, bazen sadece nefesimizi duyarak. Bu İstanbul gecesi, bedenlerin değil, arzuların çığlığıydı.

Sabah Uyanışı

Sabah güneş odayı aydınlatırken hâlâ yanımdaydı. Gitmemişti. Kafasında onlarca tabu ve toplum baskısıyla büyümüş bir adam, İstanbul’da bir travestiye sarılarak uyumuştu. Bana sarılırken söylediği cümle hâlâ kulaklarımda:

“Seninle kendimi tanıdım, Ece. Artık kim olduğumu biliyorum.”

İşte İstanbul travesti Ece’nin bir gecesi böyle geçti. Her gün birileri beni görmek, hissetmek, yaşamak istiyor. Ama bazı geceler vardır ki, onlar sadece tenin değil, ruhun da izini bırakır. O gece de işte tam olarak buydu…

Ben Ece.
Ben bir trans kadınım.
Ve İstanbul gecelerinde iz bırakan transım.